ANA SAYFA
HAKKIMDA
HİZMETLER
MAKALELER
HASTA GÖRÜŞLERİ
ONLİNE RANDEVU
BİZE ULAŞIN

Depresyon kişilik zaafının bir sonucu değildir. Yapılan araştırmalar toplumun % 25’inin hayatları boyu nca en az bir defa kendilerine depresyon teşhisi konulabilecek bir dönem yaşadığını göstermektedir. Bu oran kadınlarda erkeklere nispetle iki kat daha yüksektir. Eldeki veriler dikkate alındığında şu görülür ki, depresyon bir beyin hastalığıdır. MR gibi beynin yapısını gösteren bir çok yöntem aracılığıyla, depresyonda beynin insanın duygularını, karar verme ve düşünme yetilerini yürüten merkezlerinin işlevlerinde bozulma olduğu saptanmıştır. Her ne kadar depresyondaki kişiler, özellikle ilk depresyon ataklarından önce sıklıkla olumsuz bir olay yaşamışlarsa da, depresyon yaşanan olumsuz olayların doğal bir sonucu olarak görülmemelidir. Aynı şekilde bir çok depresyon hastasının özgeçmişinde önemli bir yaşam olayı zaten tarif edilmemektedir. Ailesinde depresyon geçirmiş kişiler bulunan bireyler depresyona diğer insanlardan daha yatkındırlar. Bu da kalıtsal özelliklerin, çeşitli çevresel ve/veya bedensel faktörler (örn. iş-mevki-para kaybı, yakınlardan birinin kaybı, evlilik problemleri, hayattaki başarısızlıklar, önemli bedensel hastalıklar (kanser gibi), beyin hastalıkları (inme, beyin kanaması, Parkinson hastalığı gibi), alkol ve madde kullanımı, çeşitli ilaçlar vb.) ile bir araya gelerek depresyona yol açtığını göstermektedir.